28 Nisan 2010 Çarşamba

Laiklik-Sekülerlik Tartışmaları ve Din/Vicdan Özgürlüğü Üzerine Görüşlerimiz;

Ülkemiz,her alanda olduğu gibi bu konuda da geniş çaplı tartışmalar yaşamaktadır. Konu üzerindeki genel görüşlerimize girmeden bahsetmemiz gereken bir husus olduğuna inanmaktayız. Bizler,Türkiye Gençlik Kurultayı olarak;Türkiye’nin en büyük özelliklerinden birisi olduğuna inandığımız Laiklik ilkesini tartışmak niyetinde değiliz. Ülkemizin Laik yapısının sürdürülmesi gerektiğine dair inancımızı burada tekrar yinelemek istiyoruz. Bizler bu ilkenin sürdürebilirliğini sağlanması açısından 21.yüzyıl değerleriyle uyumlaştırılması gerektiğine inanıyoruz.
Eğer bu şekilde bir reformizasyon sürecine girildiği takdirde,ülkemizde bir çok farklı grubun sisteme olan inancı tazeleneceğine inanıyoruz. Aynı zamanda bu sürecin sonucunda,daha güçlü bir mutabakatla Türkiye’nin uluslararası sistemde hak ettiği yeri almasıyla sonuçlanacağına inanmaktayız. Kısaca uluslarası sistemdeki konumu ile ilişkilendirdiğimiz verileri açıklarsak;Türkiye,nufüsünün büyük bir kısmı Müslüman olan,aynı zamanda İslam Coğrafyası ile yüzyıllardır tarihi,sosyolojik ve kültürel alanlarda yoğun ilişkilere sahip bir ülkedir. Aynı zamanda adı geçen coğrafya içerisinde Batılılaşma Süreci’nin 150 yıldır sürdüren ve bu süreçte yoğun değişim ve dönüşümlerin gerçekleştiği devlet birikimini de içerisinde barındırmaktadır.
Ortadoğu başta olmak üzere, Doğu ülkelerinin Batılılaşma süreci “Laiklik” ilkesinin vazgeçilmezliğini bizlere göstermiştir. Bu ülkelerin Batılılaşma serüvenlerinin sürdürülebilirliği,bir çok açıdan Türkiye’nin de sürece olan katkısıyla paralel olduğunu düşünmekteyiz. İşte bu açıdan Türkiye,bu sürece daha da müdahil olabilmek,sürecin yönlendirilmesinde kolaylaştırıcılık sağlayabilmesi için temel insan hakları çerçevesinde ,belirli uyumlaştırma süreçlerini yapması gerektiğine inanmaktayız.Bununla beraber,Türkiye kendi içerisindeki Laiklik yorumunu aktif vatandaşlık temelinde yenileyebilmeli,sistemi daha geniş kitlelerle bütünleştirecek yenilemelere gitmelidir. Bu noktada ülkemizde farklı mezhep ve dini yaklaşımlarla bulunacak ortak çözümler geliştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Avrupa Birliği Komisyon Başkanı Borasso’nun Jakoben Laiklik yerine önerdiği Demokratik Laiklik kavramını önemsemekteyiz. Bu hususta ayrıca tartışmalar yapılmasını gerekli buluyoruz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder